
Büyükada Fayton Meydanı Kentsel Tasarım Yarışması – 1. Mansiyon
Proje Tipi: Yarışma, Kentsel Tasarım
İnşaat Alanı: 4.418 m²
Ekip: Halil Baha Akyar, Seden Cinasal, Ramazan Avcı, Ayşe Dağoğlu, Özge Süvari, Emrah Söylemez, Nesli Naz Aksu, Çiçek Su Yavuz, Büşranur Öter, Zehra Alat, Alperen Keskin, Ali Buğra Kıyar, Oya Yaren Karaca, Aybüke Çırpan, Yağmur Karabacak, Baybars Konyalıgil, Akif Aydos, Mehmet Savaş, Halil Özbak, Gizem Gülen, Korhan Şişman, Mehmet Zafer Kınacı, Alparslan Sütbaş
ADA ÇAYIRI
İklim krizi ve salgın hastalıkların giderek kaygı uyandıran sorunlar haline gelmesi hali hazırda doğayla olan ilişkimizi, ekosistemdeki insan ve insan olmayan aktörlerin bir arada yaşam pratiklerini ve dolayısıyla da doğa üzerine kurulan hiyerarşiyi sorguya açmıştır. Fayton meydanından faytonların kalkması bu bağlamda değerlendirildiğinde, doğa, kültür ve insan arasında tarih boyunca süregelen ayrımlara işaret eden önemli bir toplumsal ve mekânsal dönüşümdür. Dolayısıyla yarışma alanında yapılacak tasarımın Büyükada’nın karakteristik coğrafyasında kentsel ulaşımın ve gezintinin büyük bir parçasını oluşturan faytonların kolektif bellekteki yerini irdelemesi, göz önünde bulundurması kaçınılmazdır. Hayvanların ve ekosistemi oluşturan diğer canlı-cansız aktörlerin kent içerisindeki varlığının önemi, oluşturulacak yeni kentsel çevrede vurgulanmalıdır.
“
Büyükada’da kültürel peyzajın önemi, çiçekçilik faaliyetlerinden, köşk bahçelerine ve egzotik bitki bahçelerine dayanan tarihine yansımaktadır. Günümüzdeyse mesire alanlarının oluşturduğu doğal alanlar, park, avlu ve bahçeler gibi farklı programlarla birlikte kültürel peyzajın bir kısmı korunmuştur. Ancak adaya bir giriş, karşılaşma alanı oluşturan kıyı mekânında peyzaj karakterindeki eksiklik dikkat çekici niteliktedir. Doğal güzelliklerin metalaşması, betonlaşması denetlenmeyen turizm ve rant mekanizmalarının bir ürünü olarak Büyükada da kendini göstermiştir. Dolayısıyla adayla ilgili ilk izlenimi oluşturan bu hafıza mekânının adanın üst ölçekte barındırdığı özel coğrafyayı ve doğal güzelliklerini anımsatma niteliği olması önemsenmelidir. İskele Meydanı/Saat Meydanında kurgulanan giriş mekânı ve hemen sonrasında karşılaşılan ada çayırı bakıma ihtiyaç duymayan, bölgenin endemik bitkilerini barındıran ve çevrede yaşayan canlılarla birlikte kendi ekosistemini oluşturan karakteriyle bu kimliği yansıtmayı hedefler.
Ada çayırı: hem-zemin bir düzlemde nefes almak ve dinlenmek
Ada çayırında gündelik hayattaki en büyük kaygı ‘hem-zemin’ birliktelikler, yani insan, hayvan ve ekosistemdeki tüm aktörlerin eşit bir düzlemde bir aradalığıdır. Bu sebeple çayırı oluşturan bitkilerin çevredeki kuşların uğrak yeri, adadaki köpeklerin, kedilerin yuvası olması önemsenmiştir. Bu birlikteliklerle çayırın bir boşluk olma özelliğini de korumalı, geçiciliğini, hatta geçirgenliğini muhafaza etme stratejileri geliştirilmelidir. Çayır fikri doğa/kent ikiliğinin en gözle görülür olduğu neo-liberal kent coğrafyalarında yeşil bir direnç noktası olma amacındadır. Bu sebeple Ada-lab uygulaması adalı ve ada misafiri arasındaki uzlaşıyı sağlamayı, çayırı koruma stratejileri geliştirmeyi ve geçici kamusal mekanları yönetmeyi hedefler. Çayırın sakinliğini korumak adına meydana yüklenen işlevler çeperde tutulmuş, oyun alanı, sergi alanı, etkinlik alanı gibi yarı-açık mekan önerileri ile çayırı çevreleyen atölyeler arasında ilişki kurmak önemsenmiştir. Çayırın etrafını saran bu boşluklarla da adada görülen özel sokak dokusu ve ölçeğini meydan içerisinde yeniden üretmek hedeflenmiştir.
Önerilen ahşap strüktürün çeliğe göre nemli ortamda korozyona karşı dayanımı, betona göre de daha küçük en kesitlerle çalışabilirliği ve doğal bir malzeme oluşu önemsenmiştir. Ahşabın var olan yapı stoğundaki yoğunluğu da göz önünde bulundurularak tektonik hafızanın devamlılığı uygun görülmüştür.
Sanayi Devriminden bugüne yaşadığımız insan çağında (Antroposen) her türlü eylemimiz daha çok kaynak tüketmek, her yeni tasarımız da daha çok tüketilebilir olanı tasarlamak, daha büyük değişimler yaşamak üzerine olmuştur. Öyle ki Büyükada barındırdığı kültürel peyzajla ve sivil mimariyle içerisinden öğrenmeye elverişli bir çevreye sahiptir. Adada var olan cephe dokuları, sokaklardan, denizden ve bitkilerden gelen ada renkleri incelendiğinde cephelerin dönüşümü için yeni bir renk paleti önerilmiştir. Aynı zamanda bazı cephelere Adalar Sanatçı İnisiyatifiyle iş birliği içerisinde duvar boyama taktikleri geliştirilebilir. Adanın var olan cepheleri incelendiğinde bir diğer dikkat çekici öge ise sarmaşıklar olmuştur. Cephelerde sarmaşık gibi bitkilerin kullanılması hem gölgelenmeyi sağladıkları hem de dışarıdan gelen birçok kimyasal maddeyi temizledikleri, absorbe ettikleri düşünüldüğünde akılcı bulunmuştur. Çevre yapılardaki gölge ihtiyacı da düşünülerek cephelerde yer yer zemin boşaltmaları, tenteler ya da öneri strüktürle bağlantılar önerilmiştir. Bazı yapılarda sokak kotunda daha geçirgen olan kamusal mekanlar önerilirken bazı yapılarda da var olan doğramaların, ahşap ve tuğla kaplı yapıların korunması ve onarılması önerilmiştir.