
Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması – Katılımcı
Proje Tipi: Yarışma, Kültür ve Sanat Merkezi
İnşaat Alanı: 7.551 m²
Ekip: Halil Baha AKYAR, Ramazan AVCI, Seden CİNASAL AVCI, Ayşe Nihan DAĞOĞLU, Hüseyin Melih BAKTIR, Beyza AYAZ, Nil ÖZKIR, Merve ŞEN CÜZDANC,I Neda HAŞEMİ, Faruk KINACI, Kemal GÜRAVŞAR, Taner DEMİREZEN, Mert ERGİN, Gökçe YILIK, Gülay KARİP, Yağmur KARABACAK, Gökçe YILDIZ, Aybüke ÇIRPAN, Baybars KONYALIGİL, Mehmet Akif AYDOS, Bilge ÜNLÜ, Yaşar AYDOĞAN
GENEL TASARIM YAKLAŞIMI
Ulus Modern Kültür Sanat Merkezi Yapılarının tasarımı ele alınırken çevresel veriler ve bağlam öncelikli olarak tasarıma yön vermiştir. İlk refleks olarak ortaya çıkan, yapının ana yaklaşım çeperine (yeni meydan) doğrudan yönelerek ve yaklaşarak güçlü sembolik değerini doğrudan kendini kent içinde “görünür kılma” yoluyla oluşturma seçeneğinin aksine, yapıyı bu meydan yönünden olabildiğince geride konumlandırarak, boşaltılan alanda yeni bir kentsel odak potansiyeli taşıyan bir alt plaza yaratma fikri öne çıkmıştır.
Arazinin doğal kotları değerlendirilerek, meydan kotunun hemzemin olarak devam ettirilmesiyle oluşturulan baza ve bu bazada açılan boşlukla üretilen alt plazanın hem gerektiğinde bir açık hava sahnesi, seyir amfisi, etkinlik alanı ve açık hava sergisi gibi yapıya özel kullanımlar sunması, hem de bu tip büyük bir sanat odağının gerektirdiği “kentsel boşluk” ve toplanma fonksiyonlarını yerine getirmesi hedeflenmiştir. Alt plazanın tüm kullanımlarıyla kentliye ait yeni bir “sahne” olması düşlenmiş, bu yeni kamusal odağın gündelik hayatın içinde ve günlük kullanıma açık, birçok kullanım olasılığının sahne alabildiği aktif bir kentsel zemin olacağı öne sürülmüştür.
Ayrıca meydanın hemzemin olarak devam ettirilmesi ile oluşturulan podyumun ise hem yapının masif kütlesel etkisine katkı sağlaması hem de farklı fuaye hacimlerine farklı kotlardan giriş sağlaması düşünülmüştür.
YAPI VE SAHNE
Yapının kararlı geometrik etkisi üst kot olan meydan kotunun alt kot olan “sahne” ve Teğmen Kalmaz Sokak kotlarına doğal erişimini sağlamak üzere ondan referans alınarak oluşturulmuştur, ayrıca yapının simgesel değerini de oluşturan bu tavır özünde kentsel sürekliliği sağlamak üzere düşünülmüş ve yapının davetkar ve eşlikçi tavrı pekiştirilmeye çalışılmıştır. Sözü edilen geometrinin “sahne” diye tarif edilen alt plaza yönünde boşaltılmasıyla programda istenen salonlar oluşturulmuş, bu salonların hemen çeperindeki kamusal boşlukla görsel ve işlevsel olarak ilişkilenmesi tercih edilmiştir. Bu bağlamda hareketli bir sahne arkası duvarı ve düşey yönde hareket eden bir sahne sistemi önerilmiştir. Bu sistem ±0.00 ve +4.00 kotundaki sahnelerde farklı programların aynı anda uygulanmasına olanak verdiği gibi hareketli duvar sisteminin yay yaparak düşey yönde açılmasıyla birlikte ±0.00 kotundaki Ulus Modern Sahne, Kara Kutu ve +4.00 kotundaki konvansiyonel sahnede büyük çaplı ve kamuya açık etkinliklerin düzenlenmesine olanak sağlamaktadır. Hareketli duvar ve sahne sistemi sayesinde sunduğu yeni açık mekan önerisi
havadar ve kamusal mekan ihtiyacı duyduğumuz şu günlerde Ankaralıların kıymetli kent merkezlerinden biri olan Ulus’ta yeni bir toplanma ve etkinlik mekanı önermektedir. Bu hareketli mekanizma çeşitli kullanım olasıklılarının önünü açtığı gibi, yapının yerleştiği alanın hafızasında yer etmiş Modern Çarşı’nın üstlendiği belleklerdeki teknolojik yenilik ve çarpıcılık misyonunu (Ankara’nın ilk yürüyen merdivenli yapısı olması) farklı bir biçimde üstlenmeye çalışmaktadır. Bu üstlenilen misyon bu türden bir tarihselliğin çabuk tüketilebilecek veya çoktan tüketilmiş bir nostalji nesnesinin bir tür ‘oyuncağı’ ya da ‘replikası’ ile temsil edilmesi anlamından çok; özgün ve yenilikçi bir sistem önerilerek, yapının yakın çevresi ve kendi içerisinde üreteceği kullanımların olasılık evrenini artırma motivasyonunu tetiklemiştir. Bu bağlamda yapının, şartnamede de vurgulandığı gibi “Ulus’u yapan fiziki ve sosyal verileri gözeterek kurgulanması, kentlinin farklı zaman aralığında ve farklı gereksinimlerle gelebildiği, kullanabildiği ve dolayısıyla benimseyebildiği bir “kimliğe” sahip olması, özetle Ulus Modern’in eski şehir merkezinde herkese ait ve her kullanıma uygun olması” sağlanmıştır. Yine “sahneye” açılan restoran, işlikler, dolaylı olarak dükkanlar gibi kamusal ilişkileri yeniden örgütleyebilecek işlev ve mekânlarla, bölgede nitelikli bir gelişmenin önünün açılabilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca işliklerin Teğmen Kalmaz Sokak yönünde açılımı da düşünülmüş, yapının sahne ve meydan dışında sokakla ilişkilenen aktivitelerine olanak sağlanmıştır.
Kütüphane ve kütüphaneye bağlı kitap kafe ise yapı üst kotlarında kurgulanmış farklı kot ve noktalardan girişlerle desteklenmiştir. Kullanıcıların sosyal ağların sürekli olarak geliştiği, her tür bilginin internet ortamında üretilip, bulunabildiği, ayrıca halk sağlığı endişelerinin artması sonucu izole yaşantının da gündemimize girdiği bu yeni çağda, sağlıklı biçimde fiziksel bağlantı kurabileceği, bilgi alışverişinde bulunup toplu iletişime geçebileceği sosyal alan gereksinimini giderecek şekilde bir tasarım düşünülmüş, farklı kotlarda farklı gruplara kapalı ve açık alanlar önerilmiştir. Yapı en üst kotunda önerilen kitap kafeye yine bu kotta önerilen teras eşlik etmektedir. Teras ve kitap kafeye fuayelerden , kütüphaneden ve doğrudan Teğmez Kalmaz Sokağından merdivenle erişim önerilmiştir.
Yapı genelinde kentin özellikle batı yönündeki çeperinden duyumsanma ve kullanım potansiyelleri geliştirilmiş ve araştırılmış; salonlar, teras ve kafede bulunan kentli, karşısında meydan, tarihi ulus kale altı ve kale gibi bellek unsurlarının sahne alışına şahit olmaktadır.
SALONLAR VE AKUSTİK
Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi yapısının şeması, planlamanın her aşamasında temel akustik gereksinimlerine dikkat edilerek kurgulanan salon hacmi etrafında şekillenmektedir. Çift cidarlı betonarme duvarlarla çevrili hacmin tüm giriş-çıkışlarında özel yalıtım detayları ile ses kontrolü sağlanmıştır.
Yapıda, istenmeyen ses kaynaklarının azaltılması için havalandırma tesisatında
yeterli hava akışını sağlamak koşulu ile alçak hızlı fanlar kullanılacaktır. Diğer ses
kaynağı olabilecek tesisat elemanları ise vokal yönden önemli olabilecek noktalardan uzakta planlanmıştır.
Salonlar akustik açıdan kaliteli ses aktarımı esaslarıyla kurgulanmış ve birçok farklı
aktivitede kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır.
Balkon dahil tüm oturma alanlarında dikkat edilen ana husus, sıraların hem sahneden gelebilecek sesi direk alabilmelerini sağlayacak ölçüde dik, hem de yansıyan seslerin düzenli bir biçimde dinleyicinin kulağına ulaşabilecek ölçüde alçak olmasıdır.
Salonların iç yalıtımı ve ses kırıcıları, salon hacmi ve kullanıcı sayısı ile oranlı bir
şekilde tasarlanarak, reverberasyon süreleri istenilen aralıklarda tutulmuştur. Sahnenin tam üstünde tasarlanmış ayarlanabilir bir yansıtıcı, performansın türüne göre istenen ses düzeylerinin elde edilmesine izin vermektedir.